Başbakan olduktan sonra 2008 ekonomik krizi sonrasında Euro Bölgesi’ndeki borç krizine yönelik politikalarından dolayı eleştirildi. Aralık 2011'de sıkı bütçe disiplini ile mali anlaşmayı öngören ve 26 Avrupa Birliği üyesi tarafından kabul edilen tasarıyı, ülkenin çıkarlarına uymamasını gerekçe göstererek kabul etmedi. Cameron, 27 Temmuz 2010 tarihinde gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti sırasında "Gazze açık hava hapishanesi olarak kalamaz" dedi. Birleşik Krallık'ta geniş yankı bulan bu ifadeler için Independent, Cameron’un Türkiye ziyaretiyle İsrail’e karşı bir savaş başlattığını açıklarken, Financial Times ise Britanyalı Başbakan'ın yorumuyla Ankara’da alkışlar aldığını yazdı. Yaptığı Pakistan ziyaretinde ise "İngiltere dünyadaki pek çok sorunun arkasında" ifadelerini kullandı. Cameron, Oxford Üniversitesi'ni de çok az sayıda siyahi öğrenci almakla eleştirdi. Cameron döneminde eşcinsel çiftlere resmi ve dini nikah kıyılmasına imkan veren tasarı, Avam Kamarası'ndan geçti. Cameron bu tasarının kabul edilmesinden yana olan kişilerden biri oldu. 2014 yılında İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılmasını öngören referandumda "Birlikte Daha İyiyiz" sloganı ile İskoçya'nın ayrılmaması gerektiğini savundu. Yapılan bu referandum sonucunda ise İskoçya birlikten ayrılmadı. David Cameron, Filistin'in devlet olarak tanınıp tanınmayacağı konusunda yapılacak meclis oylamasındaki sonucun ülkesinin Filistin politikasını değiştirmeyeceğini açıkladı. Avam Kamarası'nda yapılan oylamada ise Filistin devlet olarak tanınmasını içeren tasarı kabul edildi ve böylelikle Filistin, İngiliz parlamentosunca devlet olarak tanınmış oldu. 2014 yılı nisan aylarında ise kendisinin "Hristiyan bir ülkeyiz" şeklindeki sözleri İngiltere'de 50'den fazla aydın tarafından eleştirildi. Cameron, 2015 yılındaki seçimleri kazanması halinde ülkenin AB üyesi olarak kalıp kalmaması konusunda referandum yapacağı sözünü verdi. 7 Mayıs 2015 tarihinde Avam Kamarası'nda çoğunluğu sağlayarak tek başına iktidar seçildi. Daha sonra ise ülkenin AB üyeliği konusunda 23 Haziran tarihinde referanduma gideceğini açıkladı. Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği üyeliği referandumu konusunda ülkenin birlikten çıkmaması konusunda çalışmalar ve kampanyalar yaptı. Panama Belgeleri'nde babasının vergi kaçırdığı iddiaları ortaya çıktı. Panama belgelerindeki iddiaların Cameron'la bağlantısı; babasının vergi kaçakçılığı yaptığı şirketlerde payının olması yönündeydi. Cameron, önce iddialarla bağlantısını inkar edip daha sonra ise kabul etti. Yaşanan bu süreç için de "Bu durumu daha iyi idare edebilirdim" ifadesini kullandı. Göçmenlik yasalarının sıkılaştırılmasına yönelik alınacak önlemleri anlattığı bir konuşmasında halktan kaçak göçmen olduğunu düşündüğü kişileri ihbar etmelerini istemiştir Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Konferansı toplantısında II. Elizabeth'le yaptığı bir sohbette Nijerya ve Afganistan’ı "müthiş derecede fazla yolsuzluk yapılan" ülkeler olarak tanımladı. Çok kültürlülüğün başarısızlıkla sonuçlandığını da dile getiren Cameron, bu konuda İngiliz Müslümaların eleştirilere maruz kaldı. Amerika Birleşik Devletleri başkanı Barack Obama, Libya'da Muammer Kaddafi iktidarını deviren askeri müdahalenin başarıya ulaştığını fakat Libya'daki genel durumun İngiltere ve Avrupa ülkelerinin daha sonraki süreçteki tutumları nedeniyle bu hale geldiğini niteledi ve 'Cameron'ın dikkatinin dağıldığını' ifade etti. David Cameron yaptığı bir açıklama ile Müslüman kadınların toplumun diğer kesimlerinden ayrılması ve radikal düşüncelerin etkisine girmelerini önlemek amacıyla kararlı adımlar atılması gerektiğini söyledi. İngiltere hükumetinin bu nedenle İngilizce derslerine 20 milyon sterlin ayırmayı planladığı da açıklandı. Konu hakkındaki Cameron'un diğer bir görüşü ise "Burası İngiltere, bu ülkede kadınlar nasıl yaşayacaklarını seçmekte özgürdür" ifadeleri oldu.